Hollanda’ya İlk Adım

Burcu Aydogdu
3 min readJun 13, 2019

--

The Hague (Lahey)

Ben de yakın zamanda yurtdışında yaşayanlar kervanına katılanlardanım. Bundan 6 ay kadar öncesinde başvurduğum yazılım şirketinin sponsorluğu ile Hollanda’ya taşındım. Sonunda arkadaşlarımın ısrarlarına dayanamayıp tembelliği bırakma ve gözlemlerimi peyderpey buradan sizlerle paylaşma konusunda ikna oldum. :)

Yaklaşık iki sene öncesi Amsterdam mini gezisi sonrasında; “Burada yaşamalıyım ama nasıl?” düşüncesi peyda olmuştu. Öyle mi olur, böyle mi, şimdi mi sonra mı derken kendimi Hollanda’da buldum. Buraya yüksek yetenekli göçmen (highly skilled migrant) statüsünde alındım. Bu statü Avrupa vatandaşı olmayan, daha önce Avrupa sınırları içerisinde çalışmamış ve yaşamamış olan, ülkeye bilimsel yada kalifiye alanda yardımcı olacak insanlar transfer edilirken sadece Hollanda’nın verdiği özel bir statü. Bu yüzden işe alım süreçlerinde öncelikle ülke içinde ve Avrupa üyeleri ülkeler içerisindeki opsiyonlara öncelik veriyorlar ve bulamadıkları takdirde de bizim gibi Avrupa üyesi olmayan ülkelerden kalifiye çalışan transfer ediyorlar. Haliyle bu yüzden süreç biraz uzun ve ince elemeli olabiliyor işe alımlarda. Ancak bana göre en güzel noktalardan biri, tüm işe alım süreci boyunca sizinle irtibata geçmeleri, olumlu yada olumsuz her konuda geri dönüş yapmaları. Yaklaşık 3-4 görüşmem oldu firma ile. Bunlardan birincisi insan kaynakları ile, bir sonraki ise takımdan iki kişi ile oldu. Ardından sınav ve değerlendirme sürecinin sonucunda son olarak da müdür ve direktörüm ile görüşmeye alındım. Tüm bu mülakat süreci skype üzerinden gerçekleştirildi. Genellikle firmalar ücreti karşılayıp bir günlüğüne sizi çalışma ortamlarına dahil edip çalışmanızı da isteyebiliyorlar ama benden böyle birşey istenmedi.

Asıl süreç kabul edildikten sonra başlıyor diyebilirim. Göçmenlik izninizin çıkarak Hollanda’ya seyahat edebilmeniz için bir dizi evrak hazırlayıp göndermeniz gerekiyor. Tabi burada da sponsor olan bir firmanız var ise onların yönlendirmeleri sayesinde evrak işleri o kadar da zor değil. Ben gerekli belgeleri hazırlayıp direkt firmaya gönderdim, onlar benim yerime işlemleri başlattılar. Benden doğum sertifikası, bekar/evli olduğumu gösteren bir belge, pasaport, kimlik fotokopisi gibi sağlanması pek de zor olmayan belgeler istediler.

Doğum sertifikası dedikleri kulağa ilk etapda “bu da nedir ki şimdi?” şeklinde gelse de aslında nerede, ne zaman doğduğunuzu, anne-baba adınızı gösteren bir belge. Direkt doğduğunuz yerin nüfus müdürlüğüne giderseniz almanız çok kolay. Ben Üsküdar’dan aldım ve 5 dk bile sürmedi diyebilirim. Bu belge için sıra numarası alıp bekletmiyorlar sizi. Üstelik verdikleri belge birden fazla dile çevrilmiş antentli belge olduğundan noterli tercüme yaptırıp ekstra bir para ödemenize de gerek yok.

Hollanda’da sadece eşinize değil aynı zamanda partnerize yada aile bireylerinden birine sponsor olarak onlara da oturum izni sağlayabiliyorsunuz. Bekar olup olmadığınızı belgelemek işte bu yüzden önemli.

Gelelim göçmenlik kısmına. Gönderilen belgeleriniz göçmenlik servisi tarafından (IND — Immigration and Naturalisation Service) incelenip değerlendiriliyor ve ardından uygun görüldüğü takdirde göçmenlik izin belgeniz çıkıyor. Hollanda’dan gelecek bu onayın ardından en kısa sürede MVV vizesine başvurmanız gerekiyor. Bu vize 90 günden fazla Hollanda’da kalacak olanların başvurması gereken vize tipi. Bunun için direkt randevu alarak konsolosluğa gidiyorsunuz. Bu geçici vizenin çıkması ile ülkeye gidebiliyorsunuz. Ülkeye gittikten sonra, en kısa süre içerisinde de göçmenlik bürosuna uğrayıp oturma izninizi ve kartınızı (bizdeki yeni TC kimlik kartı gibi olan ve taşımanızın zorunlu olduğu kimlik) almanız gerekiyor. Ve artık Hollanda’da yaşamaya merhaba diyebilirsiniz. :)

Gidene kadar olan süreci kısaca aktarmaya çalıştım. Bundan sonraki süreci merak edenler benle kalınız, sizlere daha anlatacaklarım var! :)

--

--

No responses yet